• bir şeyin etkisi yada baskısı altında kalmak...

    örn: işkenceye maruz kalmak
  • (bkz: türk pop müziği)
    hiç oturup/açıp dinleme eğiliminde olmasanız bile sokakta, otobüste, radyoda, sağda-solda bir şekilde kulağınıza bazı şarkı sözlerinin kazınması durumudur. "pop müzik kötüdür öeğ" diyen birisi değilim, dinlediğim insanlar var ama kimin söylediğini bile bilmediğim şarkılar duyuyorum ve sözlerinin neredeyse yarısını ezbere bildiğimi fark ediyorum, bir yerlerde maruz kaldığımı fark ediyorum.
  • bağışıklık kazanmakla alakalı bir şey.
  • ekşici jargonunda, guilty pleasure.
  • sosyal medya, televizyon ve mainstream medya organlarından uzak dursanız da kaçmanızın maalesef imkansız olduğu hede. maruz kalmak istemediğiniz her öğeye, iş veya sosyal çevrenizdeki insanlar aracılığı ile bir şekilde maruz kalmaya zorlanıyorsunuz.
  • dil öğrenmenin en önemli noktalarından biridir. zorlana zorlana öğrenilir dil. sinirlenerek, derdini anlatamayarak, sürekli ana diline döne döne. baştaki zorluklar dili öğrenmeyi daha basit hale getiriyor. kendini ifade etme zorunluluğu belki de dünyadaki en değerli zorunluluktur. zorlanın, zorlayın ve keyfinize bakın. zorlanarak bir dili öğrenmek ve onu rahatlıkla konuşabilmek müthiş bir duygu.
  • diğer insanlara ve yaşama dair bakış açımızı şekillendiren en önemli olgulardan biri hayat boyu “bir şeylere” maruz kalmamızdır.

    son günlerde birçok insanın paylaşımları bir mini dizi üzerine yoğunlaştı. “bir başkadır” isimli mini dizi sanki tüm izleyenlere ayna tutmuş gibi adeta öz eleştiri zinciri oluşturdu. paylaşımlar bunu net olarak gösteriyor. ötekine olan uzaklığımıza şaşırıp, cam fanuslarda yaşadığımıza kanaat getiriyoruz. kültürümüzden iğrenirken, başka kültürlere hayranlık duyduğumuzun farkına varıyoruz. hazır kara aynayı bulmuşken gönül rahatlığı ile çuvaldızı kendimize batırıyoruz. empati güzeldir. başkasını anlama çabası takdir edilesidir fakat kendimize karşı fazla hırçın davranıyor olabilir miyiz?

    ne oldu da bazıları bizler için öteki oldu. kültürümüzden neden nefret ettik. bunların en büyük sebeplerinden biri maruz kalmamızdır. başka kültürlere hayranlık duyabiliriz. çünkü onlara maruz kalmıyoruz. küçüklüğümüzden beri kültüre ayak uydurabilmemiz için her türlü baskıya maruz kaldık. baskının yetmediği
    yerde şiddete de maruz kaldık. biz de birileri için ötekiydik ve öteki olmanın yalnızlığına da maruz kaldık. bunları görmezden gelerek, anlık bir refleks ile öz eleştiri yapmak ve kendimizi bu kadar suçlu hissetmek garip değil mi?

    nefret tohumları ekmek niyetinde değilim. kendimizi kolayca aklayalım da demiyorum. fakat olguyu atlayarak sonucun hatalı olduğuna kani olmak, neden sonuç ilişkisini doğru kuramamaktır. maruz kalmak olgudur, sonucu ise nefrettir.

    konuyla az alakalı bir film önerisi: yukarıda adı geçen dizide bir karakter yanlış hatırlamıyorsam peru kültürüne hayranlık duyuyor. peru’da bir ötekiyi anlatan bir şey. 2017 yapımı retablo.

    https://www.imdb.com/title/tt7761590/
  • (bkz: iki erkeğin öpüşmesinden rahatsız olmak) başlığını görünce buraya geldim.

    six feet under'da benzeri bir sahneyi ilk gördüğümde iğrenmiştim. ileri sarıyordum sürekli ama bir yerden sonra normal gelmeye başlamıştı, yine ileri sarıyordum belki ama eski duygularımı hissettirmiyordu.

    seksin nasıl bir şey olduğunu ilk öğrendiğiniz zamanı hatırlıyor musunuz? muhtemelen iğrenmiştiniz, ebeveyninize bunu yakıştıramadınız falan. seks zaten çirkin bir şey, normalleştirmiş olmamız bunu değiştirmiyor. iki erkeğin sevişmesi de bundan daha çirkin değil.

    çoğu şey maruz kalmakla ilgili, ilk defa sade kahve içmek, ölüm haberi almak, kalıcı hastalıklar vb. insan zamanla her şeye alışıyor, biraz erken biraz geç.
  • fobilerin terapisinde uygulanan şey. kaygı duygusu azalana kadar maruz kalmanız gerekir. hemen uzaklaşırsanız amacına ulaşmaz.
  • azınlık edebiyatı sevenlerin ekmek kapısıdır.

    oysa bir duruma maruz kalıyorsanız eğer hak ettiğiniz budur. yapmanız gerekenleri yapsaydınız zamanında.

    bir de tüccar azınlık dramı kasanlar ayrı komedi. hamal üç kuruşa tüm gün yük taşırken, ne hikmetse aklına insanlık gelmiyordu tüccarın.
hesabın var mı? giriş yap